Kişilik Bozuklukları Ankara
Yaklaşık olarak yüzyıl öncesine kadar kişilik bozuklukları konusunda, tedavinin gerçekleştirilemeyeceği konusunda ortak bir görüş hakimdi. Fakat 1950’li yıllardan sonra psikoloji açısından çalışmalar yapan pek çok bilim insanı geliştirdikleri kuramlar neticesinde, kişilik bozukluğu probleminin tanımlamasını yapmıştır. Gerçekleştirilen sınıflandırma sayesinde bunların tedavisine yönelik çalışmalar için çeşitli teknik yöntemler geliştirilmiştir. Özellikle ilk 3 yaş içerisinde oluşan kişilik örgütlenmesinin tedavisinde, günümüzde oldukça önemli atılımlar yaşanmış durumdadır.
- Nesne ilişkileri kuramı
- EGO terapisi kuramı
- Kendilik psikolojisi kuramı
Bu kuramlar baz alınmak üzere günümüzde psikolog Alp Ardıç gibi pek çok üst düzey terapist, uzmanlaştığı farklı kuramlardan yola çıkarak farklı çalışmalar yürütmektedir.
Ruhsal Bozukluklardaki Kişilik Örgütlenmeleri
Psikolojik açıdan ruhsal bozuklukların temelinde genelde kişilik örgütlenmeleri yatar. Genelde bu konuda bilişsel davranışçı terapi ön plana çıkarılır ve farklı sorunlara tedavi yöntemi olarak uygulanır. Psikolojinin pek çok farklı problemi karşısında etkili çözüm olarak öne çıkan bilişsel davranışçı terapi, oldukça etkili ve olumlu çözümler sağlamaktadır. Tabii bu konuda sorunlar yaşayan danışan kişilerin yaşadığı problemler hafif ya da çok daha büyük olabilir.
Depresyon, panik atak, duygu durum bozukluğu, şizofren, obsesif kompulsif bozukluk ve daha pek çok rahatsızlıkta ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu tür problemler karşısında bilişsel davranışçı terapi yönteminin yetersiz kalmasıyla, duygu odaklı terapi ya da psikoanalitik yaklaşımlarla tedavi çözümlerine başvurulmaktadır. Çünkü kişilik bozukluğu içerisinde yer alan sorunlardan biri çözüme kavuştuğunda, belirli bir zaman sonra farklı bir sorun daha gün yüzüne çıkmaktadır.
Kişilik Bozuklukları İçin Yapılan Profesyonel Çalışmalar
Bu konuda yapılan çalışmalar ve deneyimler göstermektedir ki kişilik bozukluğu aslına bakılırsa bir semptomdur ve temelinde çarpık kişilik örgütlenmesi yatmaktadır. Bu sebepten dolayı son yıllarda psikoterapistler kişilik bozukluğu üzerine farklı çalışmalar yürütmektedir. Özellikle zaman içerisinde sosyal yaşamı etkileyen ve semptom göstermeden ortaya çıkan problemler, yaşam kalitesini önemli oranda düşürmektedir.
Genelde kişilik bozuklukları üzerinden birebir başvuru pek gerçekleşmez. Kişilik bozukluğu, narsist kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu gibi belirtiler gösteren kişiler doğrudan kendileri tedavi arzu etmez. Semptomların etkisine bağlı olarak kişilik bozukluğu için yapılan tedavi yöntemleri uzun (2-5 yıl) sürmektedir. Çünkü farklı problemler değişik zamanlarda ortaya çıkmakta ve kökten bir çözüm için süre gerekmektedir. Bu durum bir nevi bilgisayara format atmaya benzetilebilir.
Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Kişilik Bozuklukları
Değişkenlik gösteren kişilik bozukluğu, farklı durumlar karşısında ortaya çıkabilmektedir. Böyle durumlarda yaşanabilecek sorunlar karşısında Ankara ilinde ve çevresinde profesyonel destek alınabilmektedir.
- Paranoid kişilik bozuklukları
- Şizoid kişilik bozuklukları
- Şizotipal kişilik bozuklukları
- Antisosyal kişilik bozukluğu
- Narsist kişilik bozukluğu
- Histriyonik açıdan kişilik bozukluğu
- Bağımlı kişilik bozukluğu
- Çekingen kişilik bozukluğu
Bunlar gibi farklı problemler karşısında profesyonel açıdan uzman psikoterapistler bünyesinde çözüm odaklı terapi uygulanmaktadır.
Kişilik Bozukluğu İçin Profesyonel Tedavi
Pek çok kişilik bozukluğu, küçük yaşta kişilik örgütlenmesi ile ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda bunu destekleyen çevresel olumsuz faktörler, durumun çok daha tehlikeli boyutlara ulaşmasına neden olabilmektedir.
Böyle durumlar için günümüzde geliştirilmiş farklı teknik yöntemler uzman psikoterapistler ve psikologlar bünyesinde ele alınmaktadır. Bu durum, kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde tek bir sorun olarak ortaya çıkabilir ya da birden fazla problem olabilir. Böyle durumlarda sorunları belirli yıllara yaymak suretiyle düzenli terapi eşliğinde çözüm sağlanmaktadır. Aksi takdirde doğru tedavi yöntemi uygulanmazsa vaziyet çok daha riskli boyutlara ulaşabilmektedir.